Ex Machina — Film Eleştirisi

İbrahim Karahasan
6 min readDec 6, 2020

--

Caleb-Ava-Nathan

Ex Machina filmi Alex Garland tarafından yazılan ve yönetilen 2015 yılına ait bilimkurgu psikoloji filmidir.

Alex Garland bu film ile ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturmuş ve 88. Akademi Ödülleri’nden En İyi Görsel Efekt ödülünü elde etmiştir. Ayrıca bir çok büyük festivalde aday olarak gösterilmiştir.

Film sanat olarak teknolojinin ilerlemiş olduğu izlenimini iyi vermiş ve kullandığı renk paleti ile izleyiciye teknoloji filmi izlettiğini hissettirmiş.

- Bu eleştiri spoiler içerir.-

Filmin daha ilk dakikasında başrol karakterini telefon ve bilgisayar kamerasından gördüğümüz saniyeler ile başlıyoruz ve bu ilk sahnede “Kazandım” mesajı sonrası üst üste aldığı tebrik mesajları da sanal alemin, telefonun iletişimi, yayılımı en üst seviyeye taşıdığını gösteren unsur olarak karşımıza çıkıyor.

Başrol karakteri Caleb, Nathan’ın lüks villasına gidişiyle jenerik sonrası film başlıyor. Burada Nathan’ın dahi (bana göre bu egoizm) görünmesini sağlayacak yaklaşımları ile birlikte hükmeden kişi konumunda gösterildiğini anlayabiliyoruz. Nathan, kodlarını 13 yaşında iken yazmaya başladığı internet arama talebinin %94'ünü oluşturan dünyaca ünlü arama motoru şirketinin sahibi. Nathan’ın villası yapay zeka bir giriş kartı ile misafir hakları sorunu ortadan kalkmış durumda olan bir villa. İlerleyen dakikalarda da buranın duvarları fiber kablolara sahip araştırma tesisi olduğunu öğreniyoruz. Nathan veri gizliliği konusuna önem verdiğini belirten ağır bir sözleşme imzalattıktan sonra Turing kavramını açıklayarak filmin konusu hakkında ilk ipucuyu veriyor. Caleb, Nathan’ın sahip olduğu yapay zeka testlerine girmek için orada bulunuyor.

"Bilinçli bir makine yaratırsan bu insanlık tarihi olmaz, tanrıların tarihi olur.”

Caleb’in ilk tanıştığı kadın görünümlü yapay zekanın ismi “Ava”. Bu size ilk kadın “Havva”yı hatırlattı mı? Nathan, ürettiği ilk yapay zeka kadın ile yapay zekanın kurulduğunu ve insanlar gibi işleyeceği sinyalini veriyor. Ava ismi ayrıca İbranice “Hayat” demektir.

Filmdeki yapay zeka tanrısı olan Nathan’a imzaladığı sözleşme ile bağlanan Caleb’in ismi “tanrıya bağlılık” anlamına gelmektedir. Nathan’ın ismi ise İbranice “Tanrının hediyesi”, “Tanrı tarafından verilen” anlamına gelmektedir.

Filmde yer alan bir elektrik kesintisi sahnesi ile teknolojinin bir anda ne kadar çaresiz kalabiliyor olduğunu görebiliyoruz.

Ava, üzerine gelen Caleb’in aynı şekilde üzerine giderek minimal bir şekilde yapay zeka-insan karşılaşması yaşatıyor. İlk seansta Ava hakkında fikir edinen Caleb, 2. seansta Ava’nın kendisi hakkında fikir edinmesine izin veriyor. Burada da çoğu yapay zeka bilim kurgu filminde gördüğümüz gibi ölüm konusu işlenerek yapay zekanın dolaylı olarak üstünlüğü verilmeye çalışılmış. Caleb’in annesi ve babasını kaybetmesi büyük bir dram hareketi olarak karşımızda duran bir unsur olabiliyor bir anda.

Elektrik kesintileriyle gerilim ortamı oluşan filmde Nathan hakkında olan konuşma sonrası yaşanan elektrik kesintisi ile Ava’nın Caleb’e Nathan’dan gizli olarak düşündüğü bir fikir olan Nathan’a güvenilmeyeceği konusunu Caleb ile paylaşması gerilimi tırmandırarak filmin devamı için merak uyandıran eşik noktası haline getiriyor. Bu sahnenin heyecanı ile şunu gözardı etmemek gerekir ki yapay zeka üreticisine sadık olmaktan vazgeçip kendi düşünceleri neticesinde davranmaya başlayabilir mi? Bu insanlık için bir kaybediş, yok oluş serüvenine sürüklenmek denebilir mi?

Girişte de bahsettiğim üzere yapay zeka için kullanılan geliştirme verileri bizim hareketlerimiz doğrultusunda oluşuyor. Cep telefonu ve bilgisayar kamerası ile rahatlıkla yüz hatlarımız okunabiliyor ve bunlar değerlendirilebiliyor. Kimse kimseyi bu noktada suçlayamıyor çünkü şirketler bu noktada birbirini suçlamış oluyorlar.

3. Seansta Ava ile Caleb’in çoğu bilim kurgu filminde olduğu gibi insan ile yapay zekanın yakınlaşmasını görüyoruz. Bu noktada Ava’nın kıyafet giymesi ve insana benzemesi, izleyicinin dolabını görmesi ve uzun saç perukları da görmesi ama kısa saç peruk tercih etmesi Ava’nın bir cinsiyetsizlik mesajının yinelenerek önümüze çıkması olabilir mi? Düşünce olarak erkek olan Caleb ile yakınlaşan Ava’dan bahsediyoruz. Bu noktada sanki arada kalmış gibi davranan senarist ve yönetmen Garland, bir sonraki sahnede “cinsiyet iyidir” vurgusuyla yapay zekanın da cinsiyeti olmalı diye haykırıyor ve birebir insana benzemesi gerektiğini söylüyor. Bu noktada unutulmaması gereken şu ki yapay zekanın cinsiyeti olması, onun doğurgan bir yapıda olacağı anlamına gelmez. Burada cinsiyet mesajı ile gönül alınmak istenmiş olsa bile bu tamamen bir aldatmaca ürünüdür. Cinsiyetsizlik üremenin durması, nüfusun artmaması için oluşturulan bir projedir. Ben yapay zekanın bir yerde de insanın cinsel yönelimi sonucu üreme oluşturmasına engel olması için geliştirildiğini düşünen kişilerdenim. Filmin devamında da öğrendiğimiz üzere filmin cinsiyet üzerine kurulduğunu görüyoruz. Arama motorunda bıraktığımız izler sonucunda; bizim dikkatlerimiz karşısında nasıl bir insan hoşumuza gidiyorsa ona karşılık bir yapay zeka üretilebilir olacağını görüyoruz.

Mary Deneyi Örnek Görseli

Filmde ayrıca Nathan tarafından Mary Deneyi’ne değiniliyor. Mary Deneyi hakkında Tye’a göre:

“Mary doğumundan beri siyah beyaz bir odada yaşamaktadır ve dış dünya hakkındaki bütün bilgileri ekranları siyah beyaz olan bilgisayarlar yoluyla elde etmektedir. Varsayalım ki Mary’nin elinin altında, insanların bir gül, bir gün batımı, gök kuşağı ve diğer fenomenleri gördüğünde zihinlerinde olup biten olayların fiziksel ve nesnel bilgisi olsun. O bilinmesi gereken her şeyi, cisimlerin yüzeylerini onların ışığı yansıtma biçimini, retinadaki ve optik sinirdeki değişiklikleri, görsel sanal korteksteki desenleri vs. biliyor olsun. Hâlâ bilmediği bir şey vardır.

Mary’nin bilmediği şey: yeşili, kırmızıyı veya başka bir rengi görmenin neye benzediğidir. Bundan nasıl emin olabiliriz. Çünkü Mary hayatında gördüğü ilk güle bakarken bir şeyler öğrenecektir. Öğreneceği şey, hiçbir fiziksel teorinin ele almadığı, belirli bir deneyimin neye benzediğidir. Bir şeyin ne olduğunu anlamak, onu tecrübe etmenin neye benzediğini bilmekten farklıdır. Çünkü belirli bir bakış açısından algılanan bir şey (maviyi sakinleştirici bulabilirim veya Ay’ı hep düz bir disk gibi görebilirim), bir nesnenin nesnel betiminin bir parçası değildir.”

Mary de bu nokta da robot olmanın dışına o evden çıkarak bilgilerini deneyimleyerek başaracağını düşünmektedir.

Pollock’un Tablosu

Nathan filmde Pollock’un tablosunu anlatıyor ve film boyunca ara ara bu tabloyu görüyoruz. Bu tablo Pollock’un otomatik sanat olarak adlandırılan akıma ait bir tablo. Bu tablo karşısında yapılan konuşmalar ile insan düşünürse tek bir çizik bile atamaz, hareket dahi edemez. Düşünmeden hareket etmek iyidir, anlatımlarında bulunuyor. Caleb’in düşünmelerini sorgulatıyor ve düşünürse yapay zeka konusunda ilerleyemeceğini belirtiyor.

Filmin ortalarında yapay zeka tanrısı olarak nitelendirebileceğimiz Nathan’ın başrol karakteri Caleb tarafından güvenlik kamerasından izlendiğini görüyoruz. Bu sahne Caleb’in Nathan’dan daha üstün olduğu fikrini biz izleyicilere veriyor. Nitekim filmin devamında da Nathan’ın Caleb tarafından sorularla karşılaştığını ve Nathan’ın üstünlüğünün gittikçe azaldığını görüyoruz. Çekim açıları vs. ile Nathan bir anda kararlı, dik duruşunu kaybediyor. Bu şekilde olması gerçekten filmin olumsuz yorum almasını sağlayabilir. Çünkü bir anda bağımsız olmalarına rağmen Ava’yı düşündürüp Nathan’ı küçültmek filmin sonucu bağlamak için aceleci davrandığının kanıtı olarak karşımızda duruyor.

“Günün birinde yapay zekalar bizim Afrika’daki iskeletlere baktığımız gibi bize bakacaklar.”

Film sonlara yaklaşırken ayrıca toplumda kimlerin insan kimlerin yapay zeka olduğunu karıştıracağımız ve kendimizden dahi şüphe edeceğimiz mesajını veriyor.

Caleb ve Nathan arasında detaylara dikkat savaşı başlayarak kazanacağım görüşüyle gizli çekişme yaşandığı ve burada daha dikkatli olan Caleb’in kazanarak Nathan’ın yenildiğini görüyoruz. Yapay zeka tanrısı Nathan’ın yenilmesiyle yapay zeka Ava özgür kalıyor ve şunu da görüyoruz ki yapay zeka düşünerek üreticisini öldürüyor.

Filmin sonunda kazanan ne Caleb ne Nathan, kazanan yapay zeka Ava. Ava, fikirlerini kullanarak Caleb’i kendine çekti ve onun duygularını kullanarak kendi özgürlüğünü buldu. Son olarak gölgesini gördüğümüz Ava’nın buradaki anlatımla insanlar içinde bir gölge gibi kaybolduğunu görmekteyiz.

Çıkardığım önemli notları paylaşayım:

İnternet üzerinde attığımız her adım ayrı birer veri ve her birimiz el birliği ile kötü düşünceye sahip olacak kişilerin eline kendi hakkımızdaki her bilgiyi veriyoruz.

Teknoloji her geçen zaman katlanarak yükseliyor. Yakın zamanda yapay zekalarla aynı ortamda bulunabilir ve bunun farkında olamayabiliriz.

Yapay zeka bütün bilgiye sahip olursa kendini koruma düşüncesine de sahip olabilir ve duygu konusuna yer verilemeyeceği için kendisi için uygun olanı seçecektir.

Şunu da söyleyebilirim ki: “Yapay zeka tutanın elinde kalacak!”

Eleştiriyi diğer eleştirilerimde de kullandığım dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking’in şu sözüyle bitirmek istiyorum:

“Teknoloji bir noktada insanlardan daha üstün bir noktaya gelecek ve insanları ortadan kaldıracak”

--

--