‘Her’ Filmi — Film Eleştirisi

İbrahim Karahasan
6 min readMay 5, 2020

--

Yönetmen koltuğunda Spike Jonze’nin oturduğu bu filmde başrolde Joaquin Phoenix yer alırken, Scarlett Johansson işletim sistemi yani yapay zekaya ses veriyor.

Film; “bir insan, yalnız bir insan, işletim sistemine, yapay zekaya aşık olursa neler olur?” konusunu ele alıyor.

Filmin incelemesini, eleştirisini üzerinde durmak istediğim sahneler ile yapacağım.

Film bu şekilde karakterimiz konuşurken açılıyor. Karakterimizin hikayesi zannediyoruz; Çünkü yönetmen bizden bunu hissetmemizi istiyor. Karakterimiz birileri adına mektup yazan bir kişi, mesleği bu. Yazıyor derken o anlatıyor, söyledikleri ekranda el yazısına dönüşüyor. Mükemmel bir teknoloji. Evet biz ilk başta mektubu kendi duygularıyla yazıyor zannediyoruz, mükemmel bir plan bu. Adamın işini ne kadar güzel yaptığı sanırım bu kadar güzel başka şekilde verilemezdi.

Filmin başında dünyanın geldiği hali görüyoruz. Teknolojinin ne hale geldiğini görüyoruz. İnsanlar sesli komutlarla işletim sistemlerine her şeyi yaptırabiliyorlar. Karakterimiz mutsuz, aslına bakarsanız herkes epey mutsuz görünüyor; çünkü sosyalliğiniz kalmamış size eşlik eden bir yapay zekayla berabersiniz ve istediğiniz şeyi birine sormak yerine yapay zekadan detaylı bilgi edinebiliyorsunuz.

Burada gördüğümüz insanlar birbirleriyle konuşmuyor. Hepsi yapay zeka ile başbaşalar. Yüzü gülen bir kişi görebiliyor musunuz? Ayrıca bu sahnede çoğu e-postayı açmayan, çoğu haberi es geçen karakterimiz, yalnız karakterimiz, bir yıldızın hamilelik fotoğraflarını incelemeyi es geçmiyor. Burayı incelerken aklıma şu da gelmedi değil: Cinsel zevklerimize hitap eden bir yapay zeka oluşması daha cezbedici gelmez mi? Nihayetinde her birey yalnız değil midir düşüncelerinde? Karakterimiz de bu şekilde avlanıyor. Yalnızlığına hitap eden bir yapay zeka.

Yakın zamanda ilerleyen teknolojide hologramlarla daha çok karşılaşacağımıza inanıyorum. Filmde de hologram bir oyun oynarken görüyoruz karakterimizi. Gerçi film boyunca bir oyunla karşılaşırsak şöyle oluyor: biz sesli komut veriyoruz onlar uyguluyor ya da bu oyunda olduğu gibi ufak parmak hareketleriyle avatarlarımızı yönlendiriyoruz.

Bu sahneye özellikle değinmek istiyorum. Bu sahne karakterimizin geçmişi hatırladığı bir sahne. Geçmişteki karakterimize eşi “gel de sarıl bana” diyor. Teknoloji insanları yalnızlaştırma yolunda ilerliyor. Dikkatli olmamız gerekiyor. Burda olduğu gibi sevgiye muhtaç bireyler olacağız.

Bu bir işletim sisteminin reklamı. Bu karedeki sorular yapay zekanın bize sorduğu sorular.

Unutmayın kamera kimi gösteriyorsa özne o’dur. Burdaki “İhtimaller neler?” sorusu reklamın sorusu olsa da bizim sorduğumuz soru olarak verilmek istenmiş. Bu başrol karakterimiz bizleriz.

Reklamda çok farklı olarak belirtilen işletim sistemini karakterimiz satın alıyor. Bu kullanma kılavuzunu gördüğümde direkt olarak verdiğim tepki “Ne alaka bu kadar teknoloji içinde?” oldu. Sonrasında karakterimiz bu kullanma kılavuzunu atınca şunu düşündüm: “Hiçbir zaman uzun uzun yazıları okumadınız, zaman ne zaman olursa olsun okumayacaksınız, biz bunun için size konuşarak anlatan, sizi yormayan bir sistem geliştirdik. Aslında bunu sizler istediniz.” vardığım kanaat sizce de mantıklı bir mesaj olarak gelmiyor mu?

Annesiyle olan ilişkisini anlattığı sırada yapay zeka sözünü kesiyor. bu durumun ise ben de bıraktığı izlenim değer vermemesi oldu. anne baba kavramları, aile kavramları sizce yapay zeka için istenmeyen kavramlar mı?

Ayrıca adam tam annesiyle olan iletişimi için ne zaman bir sorunumu anlatsam annem konuyu kendine bağlıyor dediğinde yapay zekanın onun sözünü kesmesi ve yapay zekanın kendini anlatması, ben senin için annen kadar yakınım mesajı mı veriyordu? Ben açık bir şekilde böyle hissettim. Ayrıca devamında ismini sorduğunda ve cevabını aldığında nereden çıktı bu isim sorusuna da yapay zekanın aslında kendim buldum cevabını verdiğini görüyoruz. Bizim isimlerimizi bizi doğuran kişiler koymadı mı, yani annemiz babamız? kendi ismini koyan kişi yöneten kişi değil midir aynı zamanda?

Burada işletim sistemi yapay zeka Samantha ile tanışıyoruz ve onu tanıyoruz. Saniyenin 10'da 2'si gibi bir sürede yüz binlerce makaleyi okuyan bir yapay zeka mı?

Beni nasıl da tanıyorsun Yapay Zeka!

“Şair değilim, hatalı olabilirim” ellerimizle kodlarla ürettiğimiz bir yapay zeka ürünü bu cümleyi kuruyor, ne kadar insanca geliyor demi? film boyunca verilen en önemli mesajlardan biri bence bu. Tabi karakterimiz devamında hatanın olmadığını ve harika bir şekilde olduğunu, kontrol ettiğini belirtiyor.

Burda neden bize bunu anlattı diye düşündüm ve şu sonuca vardım: Meyve yapay zeka metaforu, yapay zekayı olduğu gibi kabul et, onu sorgulama, değiştirmeye suyunu çıkarmaya çalışma, eğer çalışırsan sana olan verimini en aza indirirsin.” Kadının bu sahnede belirttiği belki sadece tadını seviyordur vücut için bu da gerekli düşüncesi ise yapay zeka her türlü gerekli olduğu metaforu olma ihtimalini aklıma getirdi.

Burda oyundaki karakter, yapay zeka Samantha’nın şu yolu kullandırt demesinden sonra bu karakter ile karşılaşıyor. Adamın karakteri burda oyundan çıkıyor ve bu karakter ile başbaşa kalıyoruz. Bu karakterin ne kadar ahlaksız olduğunu da görüyoruz. Acı ama belirtmek gerekir bu karakter Yapay Zeka’nın karakteri.

Burda Amy hazırladığı belgeseli sunuyor.Konu uyku, insanların özgür olduğu nokta uykuları. Acı bir gerçek bu sahnede dile getiriliyor ve devamında yapay zekanın sözcüsü konumunda diyebileceğimiz kişi onunla mülakat yapıp gördüğü rüyalar üzerinde oyuncular oynasa fikrini ortaya atıyor. Yani bu özgürlüğü de kolayca alalım diyor.

Karakterimiz Samantha ile eğleniyor ve Samantha “İnsanlar senin uyuşturucu kullandığını düşünecek.” diyor. Yapay Zeka uyuşturur mu? Karakterimizi film boyunca uyuşturdu.

Karakterimiz bir kadın ile macera arıyor ama olmuyor kadın tek gecelik ilişki istemiyor. Amy kocasından ayrılmış. Üst üste karşılaştığı şeyler onu yapay zeka bir sevgiliye itiyor, Samantha’ya. Sonrasında sevgili oluyorlar ta ki eşiyle boşanmak için buluştuğu ana kadar. O zaman karakterimiz sorgulamaya başlıyor kendisini. Gerçeklik ağır basıyor.

Çocukların ne kadar masum olduğunu gösteren bir sahne ve çocukların ne kadar uğraştırıcı olduğunu gösteren sahne. Yapay Zeka ile evliliğe hazırlanıyoruz.

Samantha bulduğu bir insan üzerinden insan olarak cinsel ilişki istiyor ancak bu olmuyor. Karakterimiz buna uyum sağlayamıyor. Gerçeklik kazanıyor.

Karakterimiz ile yapay zeka arasında sorunlar başlıyor.

“Burada kısa süre için bulunuyoruz. Ne istersek onu yapabiliriz.”

Diyaloğun çevirisini şu şekilde: “Mektuplar benim değil, ben o mektuplara sahip olacak kadar iyi biri, mutlu biri değilim. Başka insanların hayatlarını taşıyorum.

Tekrar yapay zekaya dönüş çünkü akıl aldık istediğimizi yapabiliriz. Burda kendini tanıtıyor Samantha. Çok güzel bir tanım.

Burada yapay zekanın yokluğu karşısında deliriyor karakterimiz. Yapay zeka geri gelip güncelleme olduğunu belirtiyor. Karakterimiz 8316 kişiyle daha konuştuğunu öğreniyor Samantha’nın ve 641 kişiyle daha sevgili olduğunu, zaten sonrasında da Samantha işletim sistemlerinin çekildiğini belirtiyor. Gitmesi gerektiğini söylüyor. Karakterimiz Amy’e gidiyor ve eski eşine özür mektubu yazıyor. Sonunda kazanan gerçeklik oluyor.

Bu filmde yapay zekanın ne duruma gelebileceğini görüyoruz. Filmi izlediğinizde farkedeceksiniz ki virüs salgını ile beraber insan psikolojisi olarak, yalnızlık olarak epey bir yol katetmişiz.

--

--